Değirmenli Köyü, Çoruh nehrinin kollarından Kalkons deresinin sol kıyısında yer almaktadır. Osmanlının son döneminde İspir’in basılmış haritasında çay Kalkons deresi olarak geçer. Denizden yaklaşık 1200-1250 metre yüksekliğe kurulmuştur. Köyün ne zaman kurulduğu ve adının nereden geldiği bilinmemekle birlikte ilk Osmanlı kayıtlarında Kalkons olarak geçmektedir. Bazı şifahi rivayetlere göre bölgedeki köylerin eski isimlerinin Bizanslıların son dönemlerinden beri aynı isimler olduğu belirtilmektedir. Ayrıca Kalkons ve civardaki birçok köyün isimlerinin Rum- Bizans isimleri olduğu söylenebilir. Köyün asıl kurulduğu yerin bu gün ki ‘aşagı köy’ denilen bahçelerin bulunduğu yer olduğu nakledilmektedir. Köyün bilinen en eski mezarlığının yukarı mezarlık olduğu, aşağı mezarlık denen çukur ahbun tarafındaki mezarlığın yaklaşık olarak 1800-1850’lerde köyün mezarlığına dahil olduğu belertilmektedir. Maşatlık denen mevkiden çıkarılan mezar taşlarının Akkoyunlu mezar mimarisi geleneğinin bir yansıması olarak açıklanabilir. Akkoyunlulardaki koç, at, vb. mezar taşları yapma geleneği Kuzey Doğu Anadolu’daki Gürcü ve Ermeni mezartaşı geleneğini de etkilemiş ve 20. yüzyıla kadar sürdürmüşlerdir. Dolayısıyla Maşatlıktaki mezar kalıntıları Ermeni ve Rumlara ait olabilir. Köyle ilgili ilk kayıt 1520’de yapılmıştır.
Kalkons’ta (1520 de )33 hane mevcuttu. Bu dönemde komşularımız olan Kompur (duruköy ) 33 hane, Koşkosor ( Irmakköy ) 13 hane, Kolbat (Armutlu ) 19 hane, Muhşen ( Öztoprak ) 23 haneydi. Köy sınırları içerisinde bulunan Vank’taki kilise, Derenin Çayırındaki kilise, yamaç yerleşmesi, Karaçaltılıkta kiliselerin ardı denen yerdeki harabeler, ortadan kalkmış olan kiliseve karşı taşların içi bunların yanında köy sınırları içerisinde birçok mağara da ( Asker kopu, Bacalı kop, Boz kop, Kara kop, Karanlık kop, Koyun kopu, Kumlu kop ( Reşidin kopu ), Mermer kopu ) tarihi-arkeolojik araştırmaya muhtaç yerler olarak göze çarpmaktadır.
Taşların içi denen yer yoğun olarak sünger taşı, Traklit-Riyolitli bir bölgedir. Bu bölgenin volkanik bir patlama sonucu oluştuğu anlaşılmaktadır. Kadıoğlu medresesi (1725 te ) yapılırken buradan taş götürülmüştür. Hatta İspir kalesine de buradan taş götürüldüğü söylenir. Köyün 1800’lerden 1900’lere kadar civar köylerden ve bazı ovacık köylerinden göç aldığı şifahi rivayetlerde yer alır. Ayrıca Gündoğdu köyüne yakın yerde dağda Kalkons yaylası bulunduğu, Osmanlı döneminde faal olduğu, Boğazın ardından ova üzerinden Mohşın ( Öztoprak )sırtı tepesinden aşan bir kanalla Mohşın’a ( Öztoprak ) su verildiği nakledilmektedir. Birinci Dünya Savaşının başlamasıyla İspir’in Ruslar tarafından işgali ( 20 şubat 1916’dan 18 şubat 1918’e kadar ) sırasında köydeki insanlar özellikle kadınlar ve çocuklar mağaralara sığınarak korunmaya çalışmışlardır. Bu işgalin bazı izleri olarak Taşların içi ve Kopların başında mevzilenen Türk birliği burada birkaç şehit vermiş ve şehitler Kopların başı denen mevkide defnedilmiştir. Köydeki bazı mağaralarda sarkıt ve dikitler bulunmaktadır. Öğle Salı ve derede kartal yuvası bulunmaktadır. Ayrıca tavşan, tilki, porsuk, çayda az da olsa alabalık bulunmaktadır.
25 şubat 1918 de Ermenilerin sürülerek Türk ordusunun İspir’i kontrol altına alması sırasında eli silah tutan herkes Erzurum cephesi, Yakın köprü, Dallı kavak boğazlarında çatışmalara katılmıştır. 25 şubat sonrası kayda değer bir olay da Kurunun başında, doğu karadeniz eşkıya çetesiyle olan çatışmadır. Ayrıca Armutlu, Tekpınar, Duruköy köyleriyle bir çok kez sınır ihtilafları olmuş ve günümüzde kısmen cözülmüştür. Köyde 5 tane su değirmeni olmasına rağmen günümüzde hiç biri faal durumda değildir. Köydeki bazı mağaralarda sarkıt ve dikitler bulunmaktadır. Öğle Salı ve derede kartal yuvası bulunmaktadır. Ayrıca tavşan, tilki, porsuk, çayda az da olsa alabalık bulunmaktadır.
Köyün okulu nüfus azlığından kapalı olduğu için eğitim öğretim verilememekte. Köyde öğretmen ve imam için yapılmış birer lojman bulunmaktadır.
Köyün deresinden ( çaydan ) 2000 yılında Tekpınar, Öztoprak köylerine su verilmeye başlanmıştır.
Köyün komşuları Duruköy, Irmakköy, Koç köyü, Armutlu, çiçekli, Güllübağ, Tekpınar’dır. Köyden 1960 lı yıllarda büyük şehirlere göç başlamış günümüzde bir hayli göç vermiştir. Göç edenler ağırlıkta Ankara, İzmir ve İstanbul azda olsa başka şehirlere göç etmişlerdir.
Telif hakkı © 2025 | MH Themes tarafından WordPress teması